"İNANMAK İSTEMEYENİ HİÇ BİR KANIT İKNA EDEMEZ"
PEYGAMBERİMİZ NEDEN BİR ÇOK KADINA ŞEFKAT VE YARDIM ELİNİ UAZATMIŞTIR?• Bu izin, bir hikmete ve yarara yöneliktir.. Sanki Bu konuda bilgisizce konuşanların algılayabildiklerini, günümüz koşul ve zorunluluklarını, insanlar için bu kuralları koyduğu gün,yüce Allah hesaba katmamış!gibi konuşanlar var...İnsanlar bazen bunu anlayamayabilirler; Çünkü insanların gözlemi sınırlıdır, herşeye dikkat edemez, uzak-yakın tüm koşulları kavrayamaz. Olaya her açıdan bakamaz, her ihtimali göz önünde bulunduramaz.Sorunları bütüncül göremez. Birden fazla kadınla evliliği İslâm ortaya çıkarmamış, onu sınırlamış,zamanla da teke düşürmüştür. Peygamber efendimiz 25 yaşında iken 40 yaşında ve dul olan Hz. Hatice ile evlenir. Hz. Resul Hatice annemizle zenginliği için evlenmemiştir. Çünkü Hz. Resul , Hz. Hatice’nin tüm malını Allah yolunda dağıtmıştır (Hz. Resul daha sonra kendisine gönderilen hediye ve altınları da fakirlere dağıtacaktır.) Hz. Hatice ile peygamberimiz 25 sene evli kalırlar. Hz. Hatice , peygamberimize :’Ey Muhammed ben yaşlandım , artık başka hanımla evlen ‘ deyince peygamberimiz şu cevabı verir: ‘ Böyle söyleme Hatice , üzülürüm.’Hz. Resul o zamanlarda çok doğal olan cariye alma yoluna bile tenezzül etmez ....! Hz. Hatice 65 yayında vefat eder. Hz. Resul 3-5 sene daha kimse ile evlenmez , 55 yaşına gelir. Not : O dönemde ‘sahabi’ ( Peygamber Efendimizin arkadaşları) savaşlarda şehit oluyor, eşleri dul, çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz sahabiye bu dul hanımlar ile evlenmelerini, onları evsiz, çocuklarını bakımsız bırakmamalarını tavsiye ediyor, kendisi de bu dul hanımlar ile 55 yaşından sonra evleniyorlar. PEYGAMBERİMİZ : SEVGİ VE RAHMET ELÇİSİ
Hz. Muhammed(a) imtiyazları kaldırdı İnsanlığın içinde yaşadığı küresel sömürgecilik ve aldatmacılık, kirli savaşlar, işgaller ve etnik çatışmalara karşı Hz. Muhammed'in (S.A.V) örnek yaşamı kandil gibi kalpleri aydınlatıyor .Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed(S.A.V)'i karalamak için yapılan aşağılık saldırılar, İslam dünyasının Hz. Peygamber'e olan sarsılmaz bağlılığını zayıflatamadı. İnsanları şirkten arınıp tevhide bağlanmaya, kula kulluktan sakınmaya, iyilik ve takvaya çağıran Hz. Muhammed(a), Necip Fazıl'ın ifadesiyle "Çöle inen nur" idi. Kur'an-ı Kerîm'in Enbiya sûresi 107. âyet-i kerîmesinde Hz. Muhammed(a) misyonu şöyle belirtiliyor: "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" buyuruluyor. Rahmet Peygamberi olarak nitelenen Hz. Muhammed(a), sınıf, ırk, soy, cins, servet ve tüm statü farklarına dayanan imtiyazları ortadan kaldırdı, bütün insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduklarını tekrarlardı hep. Üstünlük ise sadece takvada idi ve Allah katında geçerliydi. Hz. Peygamber'in insanları çağırdığı şey, kirli savaşların, işgallerin, etnik çatışmaların, küresel sömürgeciliğin ve aldatmacılığın yaşandığı, güçlerini hayra ve iyiliğe harcamak yerine toplumlar üzerinde sulta ve hegemonya kurmak isteyenlerin cirit attığı bugünkü dünyaya ve insanlığa da ilahi bir mesaj. ÖLDÜRMEK İSTEYENLERE DUA Hz. Muhammed(a), kız çocuklarını diri diri gömen, alışverişte hile yapan, kadınları meta olarak gören, kan davalarıyla birbirlerini öldüren, zayıfları hor görüp ezen, kendi elleriyle yaptıkları putlara tapan, adalet yerine zorbalığa meyleden, yetimleri gözetmeyen bir toplumun içinden vahiyle doğrularak 'uyarıcılık' görevini inanılmaz baskı, işkencelere rağmen yerine getirerek insanlığa rahmet ve barış elçisi oldu.Uhud savaşının en çetin anında, kendisi yaralı bir haldeyken,"Dua et de Allah şu kafirler ve duygudan mahrum kötüler güruhunun kökünü kurutsun, onları yok etsin" denilmesi üzerine "Ya Rabbi, milletimi doğru yola sür çıkar: zira onlar (ne yaptıklarını) bilmiyorlar" diyecek kadar şefkatli idi. O'nun davetçi kişiliği Ahzab Suresi 45-46 ayetlerinde şöyle anlatılıyor: "Ey Peygamber! Biz seni şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve izniyle Allah'a davet eden bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik." HZ PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) niçin çok evlendi? Onun hakkında düşünülmesi dahi hoş olmayan düşüncelere mi sahip olalım.!!!O bir takım dürtülerinin esiri miydi!Yoksa Onda üstün insanlık özellikleri-şefkat ve merhamet mi gizliydi!! Allahın: "Sevgili Muhammedim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" dediği üstün kul, o müslümanlarm üzerine titrer onlara karşı çok merhametli ( acıyıcı) çok şefkatlidir. O halde niçin fazla eşle evlendi?Ya da kendisi muhtaç olduğu,günlerce aç kaldığından karnına taş bağladığı halde neden bir çok kadına şefkat ve merhamet elini uzattı?sorumluluklarını arttırdı? O'NUN HAYATINI İNCELEDİKTEN SONRA DEĞERLENDİRELİM!!! A-Peygamberimiz,25 yaşındayken kendisinin yaklaşık iki katı yaşındaki ,dört çocuğu olan ,iki kere evlenmiş ve iki kocası ölmüş Hz Hatice'yle evlenme teklifi alarak evlenmiştir. !!! B-PEygamber efendimiz ,A.S.ye Mekke devletinin Başkanı ve Meclis heyeti,toplanarak "En güzel kızlarla evlenmek istiyorsan seni evlendirelim,zengin olmak istiyorsan aramızda en zengin seni yapalım ama bu davandan vazgeç!"diye teklif etmişlerdir.Bu teklife verdiği cevap O nun PEygamber olduğunu ve üstün ahlaka sahip bir insan olduğunu birtakım duyguların esiri olmadığını gösterir... C- Aldığı eşlerin,savaşta veya hicrette kocaları ölmüş yaşları ileri olan insanların olması ,gene O nun yüksek ahlak abidesi ve şefkat merhamet peygamberi olduğunu gösterir. • İslam dininde bu izin ilk ve son olarak SADECE o dönemin geçici şartlarında ,o döneme verilmiştir. Çünkü o büyük işlerin ve büyük davaların adamıydı. Ondan seviyesiz ve basit işler sadır olmazdı.Hem kim,çocuklarıyla ortada kalmış kadınları ve sorumluluklarını üstlenme zorluğuna katlanabilir!
• HZ. HATİCE: • İlk hanımı dır.Peygamberimiz 25 yaşında iken 40 küsur yaşındaki Hz Hatice ile evlendi. 55 yaşma kadar Hz. Hatice ile evli kaldı. Başka biri ile evlenmedi. Onun vefatından sonra kalan yetimlerine kendi baktı, onlara hem annelik hemde babalık yaptı. Eğer kadınlara karşı bir zafiyeti (eksikliği) (zayıflığı) olsaydı, böylemi yapardı. Beş yıl Hz Hatice'nin vefatından sonra hiç evlenmedi. • ÜMMÜ SELEME: Bu hanım Mekke de müslüman olmuş ve çok işkence çekmiş. Ve Habeşistan a hicret (göç ) etmiş. Sonra Medine ye göç etmiş. Kocası Medine de iken vefat etmişti. Bu değerli hanım sahabe çocukları ile kalakaldı. Acaba nasıl çocuklara bakacaktı? Nasıl geçinecekti? Dilencilik mi yapacaktı? Bir şefkat eli gerekti. İlk şefkat elini Hz. Ömer ve Ebubekir uzatırlar. Ancak kabul edilmez. Hz. Peygamber (s. a. s) şefkat elini uzatır. Yetimlerin bakımını ve külfetlerini üstlenir. Bu kadın ondan sonra müslümanları bilgilendirecekti ve müminlerin annesi şerefine ulaşacaktı.Ümmü Seleme: 65 yaşında 4 çocuklu dul,kendi deyimi ile : " Ben yaşlı, kıskanç , yetimlerin annesi bir kadınım ." der.Hz Resul O'na evlilik teklif eder, Ümmü Seleme annemiz kabul eder. • Denebilir ki neden evlenmeden yardım etmedi?O, zaman :Kimsesiz kadınları izleyen ve uygun ortamda üzerine çullanan sapık erkekler var idi,bu tehlikeden kurtarmak ve kol kanat germek için PEygamber efendimiz O nunla evlenmiştir.... • Eğer peygamber cahillerin söylediği gibi olsaydı; 60 yaşını geçmiş peygamber (s. a. s) bir sürü çocuğu olan yaşlı dul bir kadınla evlenip bir sürü külfet altına girmesi;onun şefkatini mi yoksa kadın düşkünlüğünü mü,gösterir? • Peygamberimizi eleştirenler,buyursunlar,günümüzde bu şekilde ve sıkıntıda olan kadınlara şefkat ellerini uzatsınlar!!!! Onları bu bataklıktan kurtarsınlar?Bu erdemi göstersinler!! • Uzağa gitmeyelim,Bizdeki sömürülen hakkı gaspedilen ezilen cinsel kimliği sömürülen kadınları kurtarsınlar? • O zamanda ki Müslümanlar Evlenmeden yardım etselerdi?"BEYAZ SARIK LEKE KABUL ETMEZ",Ve ortaya çıkacak dedikodu Büyük davanın yayılması ve büyük amaçları önler!
Kaç kişi iki kocası ölmüş 4 çocuklu kadınla ilk kez evlenir? • REMLE BİNTİ E. SÜFYAN: Peygamberin düşmanın kızı, İslam düşmanlarının başkasının kızı. Mekke de müslüman olmuş. Sonra hicret etmiş, çok işkence ve sıkıntılar çekmişti. • Kocası Medine de vefat etmişti: Şimdi ne yapmalı,nereye sığınmalı idi?Mekke ye babasına dönüp putlara mı tapmalı idi?Yoksa dilen sin mi?kötü yola mı düşsün?Yoksa Medine deki Hıristiyanlara mı sığınıp Hıristiyan mı olsun? İşte bizlere rahmet (acıyıcı) olarak gönderilen büyük insan dan şefkat ve merhamet eli uzatılmıştı,bu yaşlı hanıma!Ondan adeta Müslümanlara sel gibi sevgi merhamet akıyordu?Bu şefkatin elleri bu hanıma da uzatılmıştı!peygamber buna da acımış ve rahmet duygularını yönlendirmiştir.İşte omuzlarına binen bir yük,geçindirmekle,korumakla sorumlu olduğu bir muhtaç daha! Bir insanın külfeti daha,Otun bile zor bulunduğu yerde bir sorumluluk daha almak!Bu şekilde Dul kadınlara karşı ortaya çıkacak yanlış düşüncelere set olunsun!! • Yanlış düşünceli erkeklerin saldırısından korumak için bir kişi daha onun kol kanatları altına girdi!Bu hanımında eğitimi peygamber (s.a.s) e düştü. • Bu evlilikten sonra İslam düşmanı olan babasının kalbi yumuşamış ve müslüman olmuştur. İşte bir ifade ile " Kahve içerken olayları çözümlemek"Kimsenin burnunu kanatmadan O nun da İslam la şereflenmesini sağlamak buna denir. CÜVEYRIYE B. HARİS: • Bu hanımın gayri müslim kabilesi ile savaş yapılmış ve esir alınmıştı. Babası kardeşi öldürülmüştü. İçini kin ve intikam kaplamıştı. Onu dine kazandırmak içindeki duyguları bertaraf etmek gerekiyordu.Hem bu hanımı İslam a kazandırmak hem de içindeki kini sevgiye çevirmek gerekiyordu!Bu nasıl yapılacaktı!Peygamberimizin “Evlenme teklifi=Devletin en zirvesindeki insan dan esir bir hanıma evlenme teklifi yapıldı”Bu kin-düşmanlık ,tereyağından kıl çeker gibi halledildi.Cüveyriye: Esir . Esir ve cariyelerle evlenmek âdet değil iken peygamberimiz onlar ile evlenerek onların da aile kurma haklarının olduğunu , onlarında insan olduğunu çevresindekilere ispat eder . Cüveyriye, Mustalik oğulları kabilesinin reisinin kızı idi.Savaşta esir düşer, özgürlük bedelini bizzat Hz Resul öder, onu azat eder.Bunu duyan babası ve iki oğlu Müslüman olur.Kızı ile anlaşır, özgür olan Cüveyriye Hz Resul ile evlenir.İslam ordusu bu hal üzerine:" Annemizin akrabalarını esir etmeyiz." diyerek geri kalan esirleri serbest bırakır.
• Bundan sonra,bu hanımın Esir düşmüş akraba ve soyu”Peygamber akrabaları esir edilir mi?”denilerek serbest bırakılmış,bu jesti, adaleti gören 1000 e yakın insan bir “evlenme teklifi” ile İslam a kazandırılmış oldu.. Onlarda İslam a girdiler. Böylece bir çok insan bir akrabalık bağı ile müslüman oldu. • SAFİYE B. HUYEY: Hayber kuşatmasında babası ve kardeşi öldürülmüş, içi kin doluydu. Hz. Peygamber bununla evlenerek Yahudileri İslam’a kazandırma düşüncesini besledi. Nitekim birçok Yahudi din ile tanıştı. Ümmü Habibe: 55 yaşında dul, Mekke reisi ünlü İslam düşmanı Ebu Süfyan'ın kızı. Mekke'den uzakta, Habeşistan'da dul kalır.Çok zorluk çeker.Hz: Resul elçi göndererek O'na evlenme teklif eder.Evet der Ümmü Habibe annnemiz .Necaşi kralı nikahı vekiller vasıtası ile kıyar... Meymune: 2 çocuklu dul,Hz Resul'un amcası Abbas'ın baldızıdır.HZ Abbas vasıtası ile Hz Resul'e evlilik teklifinde bulunur, Hz resul kabul eder. Hz. Muhammed’e atılan bir diğer iftira ‘da Hz. Safiye ile evlenmeleri olayıdır : Güya Hz. Resul esir olan Safiye annemize “ benimle evlenirsen seni serbest bırakırım , “ diye bir teklifte bulunmuştur. Halbuki olay şöyle gelişmiştir: Yahudilerle Müslümanlar savaşır, savaşı Müslümanlar kazanır. Savaşta esir olan Yahudilerden olan Hz. Safiye ‘ye Hz. Resul “ sana bir teklifim var , istersen serbestsin mallarını al ve git , istersen sana evlenme teklif ediyorum ,Müslüman ol , yanımda kal “ teklifini özgür ve hür iradesiyle değerlendiren Hz. Safiye annemiz , kendi isteği ile teklifi kabul eder ve Hz. Muhammed’in yanında kalır. Bunun üzerine Müslümanlar “ biz annemizin akrabalarını esir etmeyiz , “ diyerek esir edilen tüm Yahudileri serbest bırakırlar... Yahudilerde bu gelişmeler üzerine İslam'a girerler...- Dinsiz T.Dursun iki maddeden oluşan teklifi tek maddede birleştirerek aktarır:" Benimle evlenirsen serbestsin!" Düşünebiliyor musunuz, bu tek cümleye indirme ile Safiye annemizin seçme hakkı da ortadan kaldırılmış olunuyor. Amacı da bu zaten. Bilerek iftira böyle atılıyor işte.! Mısırlı Mariye: Cariye. Hz Resul kendisi ile evlenir. • HZ SAFİYE: HZ. AYŞE:Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşındadır.... Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir.Hz Ebu Bekir'in kızıdır. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir. (KAYNAK:Marmara Ünv İlahiyat Fakt Öğretim üyesi Prf .Dr. Reşit haylamaz ,Kitap ismi:AİŞE KİTABI)17 yaşı:Kızların O bölgede iklim şartlarına ve tabiat şartlarına göre olgunlaşma yaşıdır. • Hz Ebubekir (r.a)'ın kızını Hz. Peygamber ile evlendirme konusundaki ısrarını ve onunla hısım olmadaki isteğini kıramayarak kabul etti.Bu ,Cumhurbaşkanıyla halktan birisinin akraba olmak istemesi gibidir…Ya da Halkımız kendisine hizmet eden,bilgi veren ahlaklı insanların ihtiyaçlarını gidermek ister,İlim adamının yaptıklarına karşılık vermek ister.Hz.Ebu bekir de Böyle bir amaçla da hareket etmiş olabilir. • Peygamberimiz 60 yaş civarında Hz. Ayşe(r.a)ile evlendi.Ve ondan hiç çocuğu olmadı.Hz.Aişe: zeki-kıvrak -zekalı idi..Büyük davalar ve adamlar,küçük düşünmezler.Çünkü,İslamın kadınlarla ilgili hüküm ve kurallarını hanımlara anlatacak ve aydınlanmaya kadınları katacak akıllı-zeki-kavrayabilen birine ihtiyaç vardı!Hanımlarla ilgili bilgileri onlara bir erkek ne kadar açıklıkla verebilir ki? • Bu, kısa zamanda onca bilgiyi alabilecek kapasitede olan biri olmalıydı!Bunun sonucu olarak,Hz.Aişe,İslam bilimlerinde ve medeniyetinde:Önemli konuma geldi ve başlıca bilginler arasında sayıldı.Mesala Peygamberimizin özel hayatı ve kadınlara yaptığı tavsiyeleri,kadınlara direkt söyleyemeyeceği ancak söylenilmesi ve öğretilmesi gereken bilgileri Hz.Aişe den öğrenmekteyiz.O Hem Hadis bilgini,Hem Kur an tefsir bilgini,Hem İslam hukuk bilgini idi.hemde kıvrak zekalıydı. • Şimdi,bunca bilimsel bilginin insanlara aktarılması mı yoksa peygamberimizin bu amaçla evlenmesi mi?Ya da cinsel amaçla evlenmek mi?Eğer evlenmeseydi bu boşluk nasıl doldurulacaktı! Kadınlarla ilgili bilgileri en iyi Müslümanlara o anlatabilirdi. O Peygamber (s.a.s)'nın vefatından sonra Müslümanların bilgi kaynağı olacaktı. Hz. Resul 50 küsür yaşına kadar tek eşle evli kalıyor ,her türlü dünyevi teklifleri reddediyor ve 50 yaşından sonra genç ve zengin bir çok kız yerine koruma ve tebliğ amacını güden , karşılıklı rızaya dayanan evliliklerini objektif olarak inceleyen herkes evliliklerin hiç birinde dünyevi bir amaç olmadığını görebilirler yeter ki tarafsız olarak olayları inceleyebilelim. • Ancak bunu ve hikmetlerini bilmeyenler bir çok insanı bu konudan hareketle dinden imandan etmekte ve her iki dünyasını yıkmakta,dinin insanın hayatına katacağı güzelliklerden onu mahrum etmekte!İslâm , insan içindir. Realist ve pratik bir düzendir. İnsan doğası ve yapısıyla uyum içindedir. İnsanın gerçeklerine ve zorunluluklarına uygundur. Farklı bölge ve zamanlarda ve farklı durumlarda değişen hayat koşullarıyla da uyuşmaktadır. İslâm, gerçekçi ve pratik bir düzendir.. .Metres,aldatma gibi bu tarz İslam a aykırı şeyler İslâm'ın işi değildir. İslâm'ın işaretiyle de olmuş değildir. İslâm düzenine mal edilmesi ve onun tarihsel olgusuna eklenmesi doğru değildir.Bu İslâm'dan sapmadır. İslâm'ı müslümanlar meydana getirmiş değildir. Fakat müslümanların varlığı İslâm sayesindedir. İslâm köktür, müslümanlarsa dal konumundadırlar, onun ürünü durumundadırlar. Bu, eksiksiz bir hayat programıdır. Bazılarının aklına şu soru takılabilir, evlenmeden o kadınlara yardım yapılamaz mı idi ? NE KADAR IYI BILINIRSE BILINSIN BIR ERKEK DUL BIR KADININ EVINE ARADA BiR BILE OLSA VE KADINLAR 50-55-65 YASLARINDA BILE OLSA UGRARSA DEDIKODU KAÇINILMAZ OLUR! ÖZELLIKLE BÜTÜN PROJEKTÖRLER ÜZERINE ÇEVRILI VE DEVAMLI HATASI ARANAN BİR UYARICI VE “putçuluk DÜŞMANI “ ( ! ) OLURSAN... HZ. MUHAMMAD’E DÜŞMANLARI (HAŞA ) “ DELİ, CİNLENMİŞ , YALANCI... “ DEDİLER AMA HİÇ BİR DÜŞMANI ONA " ŞEHVET DÜŞKÜNÜ , ÇIKARCI, RÜŞVETÇİ , ..." DİYEMEMİŞTİR. ÖZELLİKLE BU KONULARDA DÜŞMANDAN DAHA İYİ ŞAHİT Mİ OLUR.. AYRICA EFENDİMİZİN OLAYA CİNSEL AÇIDAN YAKLAŞMADIĞININ BİR DİĞER DELİLİ BAZI ANNELERIMIZIN "YASLARINDAN DOLAYI" O TÜR IHTIYAÇ DÖNEMINI ÇOKTAN GEÇTİKLERİDİR,MESELA SAFİYE ANNEMİZ : SENİNLE EVLİ OLMAK BANA YETER" DİYEBİLMİŞTİR. HELE YAS 50 -65 ARASI İSE VE ÜLKE INSANLARIN ERKEN OLGUNLASIP YASLANDIGI SICAK BIR ÜLKEDE YAŞANILIYORSA ... YAZI BÜTÜNÜ İLE OKUNUNCA ZATEN HZ. MUHAMMED'IN DÜNYA ZEVKINE DÜSKÜN OLMADIGININ ÖRNEKLERI ILE DOLU OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR. MONTESQUİEU , KANUNLARIN RUHU ADLI ESERİNDE ŞUNU SÖYLEMEKTEDİR: " İKLİMİ SICAK OLAN ÜLKE KADINLARININ İHTİYARLIKLARI, 20 YAŞINDAN SONRA BAŞLAR..." Peygamberimiz evlilikleri ile büyük bir merhamet örneği göstermiş, hayatının son senelerinde karşılıklı rıza ile fedakârlık göstererek Müslüman hanımlara kol kanat germiştir. Ayrıca bu evlilikler Peygamber Efendimizin hanımlarının kabilelerini de etkilemiş, onların kendiliğinden İslâm’a ısınıp kabul etmelerine vesile olmuştur.
|